Depresyon Nedir ?...
Daha önceleri severek ve kendi isteğimizle yaptığımız aktiviteleri çeşitli çevresel, hormonal ve genetik bozukluklardan dolayı yapmak istemediğimiz, zevk almadığımız çökkünlük haline depresyon denir. Sık görülen rahatsızlıktır. Kişi kendini üzgün ve endişe içinde hisseder. Her şeyi olumsuz şekliyle düşünür, bütün olayları olumsuz tarafıyla görmeye başlar ve geçmişte yaptıklarından kendini sorumlu tutar. Kendisi düşünmek istemese de bu duruma hakim olamaz.
Üzgün olmanın depresyondan farkı var mı?
Gerçekte depresyon gelip geçici kötü hissetme halinin ötesinde bir durumdur. En az 2 hafta sürer ve işlevsellik önemli ölçüde bozulur. Kişi duygularının denetimini yitirdiğini hisseder. Yemesi, uykusu, cinsel isteği bozulabilir. kendine güveni azalır, geleceğe yönelik daha umutsuz hale gelir.
Kişi neden depresyona girer?
Yüzyıllardır depresyon sağlık sorunu olarak ele alınmamış sanki her şey kişinin elindeymiş gibi davranılmıştır fakat çalışmalar beyin bölgelerinde olağandışı düşük bazı kimyasallar ve yavaşlamış etkinlikler saptamışlardır.Yaklaşık erkeklerin %10 kadınların %20 sinde klinik depresyon görülmektedir. Yani ruh sağlığının gribi gibidir.
Sık görülmesine rağmen hastaların yaklaşık 3 te1’ i hastalığını fark etmez. Bunun tedavi gerektirdiğini düşünemez. .Önde gelen belirti gerginlik, huzursuzluk, ilgi kaybı olursa, uykusuzluk, yorgunluk olursa daha çok gözden kaçar. Bazı kişiler de yardım almaktan utanırlar, zayıflık olarak görürler, başkaları tarafından anlaşılamayacaklarını işten kaytardığını düşüneceklerini sanırlar. Çaresiz ve umutsuz hissetmek de depresyon belirtisidir ve hastayı tedavi olmaktan alıkoyar.
Mevsimsel depresyonun diğer depresyon türlerinden farkı nedir?
Yılın belli dönemlerinde, yaşam olaylarından bağımsız oluşu ve gün ışığının arttığı dönemlerde düzelme olması mevsimsel depresyonu diğer depresyon türlerinden ayırır.
Depresyon Tedavi olmazsa ne olur?
Çocuklarda öfke hali ve okul başarısında düşme görülebilir. DEPRESYON evliliğe çok yük getirir. Gergin kişi eşine ani sert çıkışlar yapıp eşlerini incitebilir. İlişki sorunları ile baş edemedikleri için evliliklerini mutsuzluk nedeni görebilirler. Kendi sorunlarına odaklanan kişi çocuklarını ihmal etmeye başlayabilir. Konsantrasyonu bozulur, unutkanlık oluşur. Dolayısı ile iş başarısı da düşer. Sabah kalkamayabilir işe gecikebilir. Kişi bazen çareyi alkolde arar ve bağımlılık tuzağına düşer.
Tedavi olmazsa er geç işlevselliğin düştüğü birçok kaybın oluştuğu yoğun sıkıntılı uzun bir dönemden sonra ortadan kalkabilirse de bu kez de depresyonun yineleme ihtimali ve ağırlığı daha şiddetli olur. Ne kadar erken tanınırsa tedavi oranı o kadar artar. Toplumdaki intihar oranı %1 iken ağır depresyonda bu oran %15e çıkar. Tedavi ile beraber intihar fikirleri genellikle ortadan kalkar. Uygun tedavi ile kişiler büyük oranda düzelirler, üretken yaşamlarına geri dönerler. Kişisel ilişkileri iyileşir, iş başarıları yükselir.
Tedavide ilaç şart mı?
Hafif vakalardaki kişiler bilişsel davranışçı terapiden ve destekleyici terapiden de çok fayda görürler. Tedavide kişiye özgü bir yaklaşım karşılıklı anlaşma içerisinde danışanla birlikte oluşturulur. Bilişsel Terapinin avantajı dinamik terapiye oranla çok daha kısa süreli ve çözüm odaklı olmasıdır. Gerekli hallerde ilaç kullanımı hatta klinik gözlem önerilir. Bu ayrımın mutlaka bir uzman hekim tarafından yapılması gerekmektedir.