Tel Mail Mail
Tel 0 555 039 96 39
0 362 432 20 22
Mail drnilay@samsunpsikiyatri.com
Map Ulugazi Mah.İstiklal cad.Işıtan Apt.No:50 Kat:2 Daire:5 (Çiftlik caddesi Büyük Anadolu Hastanesi Yanı) İlkadım/ Samsun
Ara

Obsesif - Kompulsif Bozukluk Nedir?

Obsesif - Kompulsif Bozukluk Nedir?

 Obsesif- Kompulsif Bozukluk

Birçok insan zaman zaman çeşitlikonularda evham, endişe ve takıntılara kapılabilir. Ancak çoğu kez günlük yaşamiçinde ortaya çıkan bu duygular ile baş edebilir ve sorunlarımızı yaşamımızıetkileme noktasına varmadan çözüme ulaştırabiliriz.

Takıntılı düşüncelerin günlük yaşamımızıetkileyecek, günlük aktivitelerimizi kısıtlayacak düzeye gelmesi durumundaOBSESİF-KOMPULSİF BOZUKLUK (OKB) adı verilen bir ruhsal hastalık aklagelmelidir.

OKB NEDİR?

OKB, obsesyon adı verilen takıntılı düşünce, fikir ve dürtülerile kompulsiyon adı verilen yineleyici davranışlar ve zihinseleylemlerden oluşan bir ruhsal hastalıktır.

Obsesyon

Kişinin zihnine girmesine engelolamadığı, zihninden uzaklaştıramadığı düşünce, fikir ve dürtülerdir. Kişininisteği dışında gelirler, kişi tarafından mantıkdışı olarak değerlendirilirlerve yoğun sıkıntı ve huzursuzluğa yani anksiyeteye neden olurlar.

Kompulsiyon

Obsesyonların neden olduğu yoğun sıkıntıve huzursuzluğu azaltmak ya da ortadan kaldırmak üzere yapılan yineleyicidavranış ve zihinsel eylemlerdir.

OKB NE KADAR SIKLIKTA GÖRÜLÜR?

OKB önceleri nadir olarak görülen birhastalık olarak kabul edilmesine karşın son yıllarda yapılan araştırmalarda hiçde nadir olmadığı belirlenmiştir. Büyük toplum kesimlerinde yapılanaraştırmalarda OKB’nin her 100 kişiden 2-3’ünde görüldüğüsaptanmıştır.

OKB HANGİ YAŞLARDA BAŞLAR VE KİMLERDEDAHA SIK GÖRÜLÜR?

Genellikle ergenlik döneminde ve20-30’lu yaşlarda başlamasına karşın, okul öncesi çağdaki çocuklar dahilherhangi bir yaşta görülebilir. Erkeklerde daha erken yaşlarda başlamasınakarşın genel olarak kadınlarda daha sık görülmektedir.

OKB BELİRTİLERİ NELERDİR?

Obsesyon ve kompulsiyonlar toplumdantopluma, kültürden kültüre değişiklik gösterebilir. Ülkemizde ve tüm dünyatoplumlarında en sık görülen obsesyon ve kompulsiyon türleri aşağıda örneklerverilerek sıralanmıştır.

Bulaşma Obsesyonu ve TemizlikKompulsiyonu

Kişinin bedeninin ve giysilerinin kir,mikrop, toz gibi etkenler; kimyasal maddeler, deterjanlar, zehirler ile idrar,gaita ve diğer beden salgıları ile bulaşacağına ilişkin takıntıları ve butakıntıların yarattığı sıkıntıyı gidermek için yaptığı davranışlarıdır.

34 yaşında ev kadını, eve gelen misafirlerin dışarıdan mikrop taşıyacağı şeklindeki obsesyonlarından dolayı evdeki tüm terlikleri yıkanabilir terlik olarak değiştirmişti ve misafirler gittikten sonra hepsini çamaşır makinesinde yıkıyordu.

 

43 yaşında erkek hasta, ev ortamı dışında tuvalete gitmiyor, evde de tuvalete her gittiğinde idrar sıçradığı şeklinde takıntılı düşünceler ile çoraplarını ve pantolonunu değiştiriyordu.

 

Bu örneklerde kişilerin bedenlerine veelbiselerine değişik maddelerin bulaşacağı düşüncesi bulaş obsesyonu, ortayaçıkan sıkıntıyı gidermek için temizlik ve yıkanma davranışları yapmaları isekompulsiyonu oluşturmaktadır.

Kuşku obsesyonu ve kontrol kompulsiyonu

En sık görülen obsesyon ve kompulsiyonlardandır.Kişi gaz ocağı, kapı, kilit gibi nesnelerin açık kalmış olabileceğinden, ütüvs. elektrikli aletlerin fişlerinin prizde takılı kalmış olabileceğinden kuşkuduyar (Kuşku obsesyonu) ve emin olmak için tekrar tekrar kontrol etmegereksinimi duyar (Kontrol kompulsiyonu). Bu kuşku ve kontroller yaşamın birçokalanında kendini gösterebilirler.

45 yaşında erkek hasta, her akşam işinden evine döndüğünde otomobilini park edip evine girdikten sonra otomobilin kapısını kilitlediğinden emin olmuyor ve bazen iki-üç kez olmak üzere sokağa çıkıp otomobil kapılarını kontrol ediyordu.

 

54 yaşında erkek hasta, her sabah kendi kullandığı otomobili ile bir kavşaktaki polisin yanından geçiyor, biraz uzaklaştıktan sonra “acaba otomobilin sol aynası ile polise çarpıp yaralamış mıyımdır?” şeklinde kuşkular nedeni ile geri dönüyor, polisin sağlıklı olduğundan emin olduktan sonra rahatlayarak işine gidiyordu.

Başkalarına zarar vereceği, elindeolmadan saldırgan davranışlarda bulunacağı şeklinde obsesyonlar

Bazen hastalarda elinde olmadanbaşkalarına rahatsızlık ya da zarar vereceği, ağzından hoş karşılan-mayacaknitelikte sözcükler kaçıracağı, yanındaki insanlara elinde olmadan zararvereceği şeklinde obsesyonlar olabilir.

40 yaşında erkek hasta, evde ailesi ile birlikte otururken “kontrolümü kaybeder de elimden bir kaza çıkar, eşime, çocuğuma zarar verir miyim” şeklinde düşünceleri nedeni ile aile üyelerinin bulunduğu ortamda eline makas/bıçak gibi kesici/delici aletler almıyordu.

 

Lohusalık dönemindeki genç bir anne bebeğini emzirirken ya da altını temizlerken “kontrolümü kaybederim de bebeğimi boğar, öldürür müyüm” şeklinde düşünmekten alıkoyamadığı ve çok yoğun sıkıntıya neden olan takıntılı düşüncelere sahipti.

Cinsel içerikli obsesyonlar

Zaman zaman OKB’li hastalarda kendine, yaşına, toplumdaki yerine hiçyakıştıramadığı bir biçimde, cinsel içerikli obsesyonlar bulunur.

65 yaşında, dini inançları kuvvetli kadın hasta, çevresindeki erkeklere ilişkin cinsel içerikli hayaller kurmaktan kendini alamıyor, bu hayalleri zihninden bir türlü uzaklaştıramıyor ve çok rahatsızlık duyuyordu.

 

16 yaşında lise öğrencisi erkek hasta, “Kontrolümü kaybedip de elimde olmadan bayan öğret-menlerime ve kız arkadaşlarıma sarkıntılık yapar mıyım ya da yanlış anlaşılabilecek davranış-larda bulunur muyum?” şeklinde cinsel içerikli obsesyonlara sahipti.

Dini içerikli obsesyonlar

Özellikle dini inançları yoğun yaşayan toplum kesimlerinde sık görülen birobsesyon türüdür. Kişi kendini inanç ve görüşlerine tam karşıt bir biçimde veçok yoğun sıkıntı yaratacak şekilde dini içerikli takıntılı düşünceleridüşünmek-ten alıkoyamaz.

58 yaşında, dini ibadetlerini tam olarak yerine getirdiğini ifade eden bir erkek hasta, namaz sırasında tam başını secdeye koyduğunda “Allah’ın varlığından kuşku duyma” şeklinde takıntılı düşünceler geldiğinden yakınıyordu.

Simetri/düzen  obsesyon vekompulsiyonları

Simetri gereksinimi ve düzen takıntıları da sık görülen belirtilerdendir.Kişinin tüm yaşamında simetri gereksinimi ve düzenlilik hakimdir.

35 yaşında ev kadını, sehpaların üzerinde bulunan örtülerin sehpanın tam ortasında durmasına özen gösteriyor, halının saçaklarından ters dönenler varsa düzeltmeden duramıyordu.

 

43 yaşında erkek hasta görev yaptığı kütüphanede raflardaki kitapları büyükten küçüğe, kalın ciltliden ince ciltliye belirli bir düzen içinde yerleştirmek için günlük mesaisinin büyük bir kısmını harcıyor, yapması gereken diğer işleri aksatıyordu.

Dokunma kompulsiyonları

Zaman zaman bazı OKBli hastalar bazı davranışları yapmadan önce kendilerinceönemsedikleri bir eşyaya dokunma gereksinimi duyarlar.

37 yaşında erkek hasta, sabahları işine giderken vestiyerin yanında asılı duran ve üzerinde mutlu bir aile resmi bulunan anahtarlık kutusuna dokunmadan çıkarsa, ailesini ilgilendiren olumsuz bir olay ile karşı karşıya kalabileceklerinden endişe duyuyor, bazen geri dönüp yeniden dokunma gereksinimi duyuyordu.

Sayma kompulsiyonları

Bazı OKB’li hastalar herhangi bir günlük aktiviteyi belirli bir sayıya kadarsaymadan yaparsa işinin rast gitmeyeceğini düşünerek sayma davranışındabulunurlar.

33 yaşında kadın hasta, sabahları çocuğunu okula gönderirken üç kez “yolun açık olsun” demezse başına kötü bir şey geleceğinden endişe duyuyordu.

Biriktirme ve saklama kompulsiyonları 

Sık görülen kompulsiyon türüdür. Kişi“ileride gerekli olabilir” şeklinde bir düşünce ile gerekli olmayacak eşyalarıbile biriktirebilir / saklayabilir.

38 yaşında erkek hasta, uzun yıllardan beri düzenli olarak aldığı gazeteleri “içindeki bilgiler ileride çocuklarıma gerekli olabilir” şeklide bir düşünce ile düzenli bir şekilde ve tarih sırasına göre paketleyerek saklıyordu.

Batıl itikatlar, uğurlu, uğursuz sayılarve renkler 

Çoğu kişinin kültürel özelliklerinin birparçası olarak bazı inanışları, davranışları, uğurlu ya da uğursuz saydığı sayıve renkleri olabilir.  Merdiven altından geçmemek, çocukların üstündenatlayıp geçmemek, evden sağ ayakla çıkmak, yatağın sol tarafından kalkmamakgibi.

Bu tür inanışlar günlük yaşamaktivitelerini engelleyecek ya da günlük işlevlerimizi kısıtlayacak kadar sıkve yoğun ise o zaman hastalık düzeyinde değerlendirilebilir.

HER TAKINTILI DÜŞÜNCE YA DA DAVRANIŞ OKBMİDİR? 

Yukarıdaki örnekleri okuduğunuzdaaklınızdan “temiz, tertipli ve düzenli olmanın; güvenlik amacı ile kapıları,pencereleri kontrol etmenin ne zararı var, bunlar hastalık mı sayılmalı?”şeklinde düşünceler geçebilir. Elbette bu davranışları günlük yaşamımızdayapıyoruz ve hastalık olarak sayılmamalıdır. Ancak tıbbi açıdan bu şekildekidüşünce ve davranışların hastalık sayılabilmesi için günlük işlevlerimizietkileyecek, kısıtlayacak, bozacak kadar şiddetli ve yoğun olmalıdır. Örneğin,bir ev kadınının temiz ve düzenli olması doğal olarak hastalık sayılmaz amahemen her gün, günün her saatinde temizlik yapıyor, her gün çamaşır yıkıyor vebu davranışları nedeni ile de çocuklarına onları sağlıklı bir biçimde yetiştirebilmekiçin yeterli zamanı ayıramıyorsa hastalık olarak değerlendirilebilmelidir. Birkişinin otomobilinin camlarının kapalı, kapılarının kilitli olduğundan eminolması güvenlik nedeni ile garip karşılanmayabilir ama evinden tekrar tekrarçıkarak ya da yolda geriye dönerek cam ve kapıları kontrol etmesi dikkatedilmesi gereken bir durumdur.

OKB’NİN NEDENLERİ NELERDİR? 

Herhangi bir kesinlik kazanmamasınakarşın OKB’nin nedeni olarak birkaç varsayım üzerinde durulmaktadır.

Genetik nedenler 

OKB’li hastaların anne-babalarında vediğer birinci derece akrabalarında OKB’nin sık olarak görülmesi hastalığıngenetik olabileceğini düşündürmekte-dir.

Beyin işlevlerinde bozulma ve serotonin 

Beyin üzerinde yapılan araştırmalardabeynin bazı bölgelerinde ve özellikle de beyin içindeki sinirsel iletimdeönemli rolü olan serotonin maddesinin işlevlerinde bozukluk saptanması bunlarınOKB’nin nedeni olarak araştırılmasına yol açmıştır.

Çocukluk çağı travmaları 

Çocukluk çağı travmalarına (örneğin, cinsel istismar) maruz kalanlarda ileri yaşamlarında önemli bir stresyaşantısı ardından OKB’nin ortaya çıkabilmesi erken çocukluk dönemlerinin OKBgelişiminde önemli rol oynadığını göstermektedir.

Kişilik özellikleri 

Kişilik yapısı olarak titiz, kuralcı,ayrıntıcı, mükemmeliyetçi özelliklere sahip olan kişiler OKB’ye yatkın kişilerolarak değerlendirilmektedir.

OKB NASIL TEDAVİ EDİLİR? 

OKB günlük yaşam etkinliklerini ciddiolarak kısıtlayabilen, aile, meslek ve sosyal yaşamda önemli işlev kayıplarınayol açan, yaşam kalitesini düşüren bir hastalıktır.

Kronikleşme yani müzmin hale gelmeolasılığının yüksek olması tedavinin önemini arttırmaktadır. Tedavide kullanılanbirkaç yöntem bulunmaktadır.

İlaç  tedavisi

Özellikle serotonin sistemi üzerindeetkili olan ilaçlar OKB tedavisinde oldukça yaralı olmaktadır. Serotonin GeriAlım Engelleyiciler adı verilen bu grup ilaçlar OKB tedavisinde yaygın vebaşarılı şekilde kullanılmaktadır.

Tedavinin ilk günlerinde hafif bulantı,baş ağrısı, uyku bozukluğu, midede huzursuzluk gibi geçici yan etkiler ilehastaların çoğunun dile getirmeye çekindikleri cinsel yan etkiler görülebilir.Ancak bu grup ilaçlar genellikle hastalar tarafından kolaylıkla kullanılan vekullanımları sırasında bir sorun yaşanmayan ilaçlardır.

Etkilerinin görülmesi için iki haftakadar beklemek gerekir. İlacın etkili olup olmadığına karar vermek için en az10 hafta süre geçmesi beklenmelidir. Etkili olduğuna karar verilirse tedaviningerekirse günlük doz arttırılarak en az iki yıl sürdürülmesi gerekir.

Bilişsel-davranışçı tedavi 

Obsesif hastalar kaygı verici düşüncelerile bu düşüncelerden kaçarak ve kaçınarak başa çıkmaya çalışırlar. Ne var kidüşüncelerden kaçmaya çalıştıkça bu düşünceler daha da artmakta ve böyleliklekısır bir döngü oluşmaktadır. Davranış tedavilerinde amaç hastayı kaygı verenve kaygı oluşturduğu için kaçma ve kaçınma davranışlarına neden olandüşüncelerle  [obsesyonlar]  karşı karşıya getirmek ve bukarşılaştırmanın oluşturduğu kaygıyı azaltmak için devreye giren tekrarlayıcıdavranışları [kompulsiyonlar] engellemektir. Hedef rahatsızlık veren düşünceninoluşturduğu kaygıyı söndürmek ve alışma durumunun oluşmasını sağlamaktır. Buşekilde yapılan tedaviye alıştırma tedavileri adı verilir.

Bilişsel tedavilerde ise amaç rahatsız edici düşüncelerin oluşturduğusorumluluk algısını azaltmaktır. Sorumluluk biçiminde bir algılama olmadığındahastalar akla gelen rahatsızlık verici düşünceleri yansızlaştırmak ve etkisizkılmak için tekrarlayıcı davranışlar gösterme ihtiyacı hissetmeyeceklerdir.Amaç düşünceleri gerçek gibi algılamayı azaltmaktır. Bu nedenle tedavide tehdittehlike ve aşırı sorumluluk algılarının ne oranda gerçekçi olduğu vehangi düşünce  hataları sonucu abartılı tehdit ve tehlike algılarınınortaya çıktığı hasta ile birlikte araştırılır. Bilişsel hatalarınbelirlenmesinden sonra yeterince işlevsel olmayan bu düşüncelerin daha gerçekçive işlevsel olanları ile yer değiştirmesi sağlanır. Düşüncelerinin  birfelaketle sonuçlanacağını düşünen hastalardan bu dü-şünceleri durdurmakyerine özellikle akla getirmeleri istenmekte ve ardından korkulan sonuçlarınoluşmadığını görmeleri tedaviye uyum sağlamakta önemli yararlaroluşturmaktadır.

Bilişsel ve davranışçıterapiler hem hastalığın tedavisinde hem de özelikle nükslerinönlenmesinde çok önemli bir yer tutmakta, tedavide bazen tek başlarına bazen deilaç tedavileri ile birlikte kullanılabilmektedirler. Bilişsel davranışçıtedaviler tedavi seçenekleri arasında en önemli yeri tutmaktadır.

AİLE VE ARKADAŞLARA DÜŞEN GÖREVLER 

OKB’li hastalar sıklıkla takıntılıdüşünce ve davranışları çevredekiler tarafından fark edildiğinde,öğrenildiğinde nasıl karşılanacakları, ile ilgili endişe yaşarlar. Çoğu hastaayıplanacağı, dalga geçileceği, küçük düşürülebileceği düşüncesi ilehissettiklerini paylaşmaktan ya da açığa vurmaktan kaçınır. Hastalar,damgalanma kaygısı ile tedaviye hastalığın başlamasından çok uzun süre sonragelebilmektedir.  Aile üyeleri ve arkadaşları hastanın zaman zaman çevreyede huzursuzluk verecek düzeye varan takıntılı davranışlarının hastalartarafından engellenemeyen, karşı koyamadıkları düşüncelerden kaynaklandığınıbilmelidir, tedaviye uyum sağlanması konusunda yardımcı olmalıdırlar.

KENDİNİZDE OKB OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORSANIZNE YAPMALISINIZ? 

Kişinin kendindeki bazı düşünce vedavranışların bir ruhsal hastalığın belirtileri olabileceğine karar vermesiçoğu kez güçtür. Okumuş olduğunuz bu broşürde kısaca tanıtılmaya çalışılanOKB’nin sizde olabileceğin-den kuşku duyuyorsanız bir psikiyatri uzmanınabaşvurarak profesyonel yardım talep edebilirsiniz. 

Kaynak: http://www.psikiyatri.org.tr

 

Ertu Bilişim